17 Kasım 2008 Pazartesi

Amaçsızlık Hastalığı

Şimdi durup bi düşünün ve kendinizi sorgulamaya başlayın.Hayatta çok büyük bir amacım var mı? Amacım neye hizmet ediyor? Bu hayatta ve ölümden sonraki hayatta bana ne getirecek? Ve en önemlisi amacıma ulaştığımda çektiğim zorluklar buna değecekmi?
Ben bugün yolda yürürken,etrafı,insanları,havayı,börtü böceği izlerken sordum kendi kendime.Bu hayatta en büyük amacım ne dedim içimdeki Gökşen'e...

Başarılı bir oyuncu olmak,kariyer,para...Bunlardı aldığım cevaplar.Sonra düşünüdüm ardından,"peki ben bu saydıklarımı olduğunda ne değişecek?"

belki hiç birşey,belki herşey.Ama ikiside korkutuyor.Hadi bir düşünelim.

Çok ünlü,başarılı,herkesin filmlerinde oynamam için koştuğu bir oyuncuyum.Para gani,lüks yaşam,etrafında istemediğin kadar dost(samimiyetleri artık içinizde analiz edin)... Evet görünürde hiçbir sorun yok.Rahatım ama nereye kadar bu rahatlık...

Gördümki o istediğim noktaya gelsem bile hiçbir yol alamıcam.Neden?

Neden biliyomusunuz çünkü benim amacım sadece bu dünyaya hizmet ediyor.Herkez gibi zamanım dolup,ölüm kıyafetimi giydiğimde ne şan kalıcak ne şöhret ne para ne renkli eğlence mekanları...

O çok samimi dostlar belki arkamdan bir dua bile göndermeye üşenicekler.Hatta bisüre sora adım bile unutulacak.Nerde kaldı peki şimdi o büyük amaç...


Amaç aslında bunlar olmamalı...
Olayın birde şu tarafından bakalım,
anne karnına düştük ufacık bi sıvıyken şekillendik tek gözümüz tek bacağımızda olabilirdi ama herşeyimiz okadar mükemmel yaratıldıki kusursuz bir bünye haline geldik.Sonra 9 ay boyunca her ihtiyacımız karşılandı,düşünsenize göbeğimizden bir kordon sayesinde doyurulduk,su ihtiyacımız giderildi,normalde bir suyun altında 9 ay kalsak boğularak ölürüz ama hiçbirşey olmadan hayata geldik.
Sonra herşey bize hizmet için görevlendirildi,ağaç oksijeni verdi,su sıvı ihtiyacımızı karşıladı,gökyüzündeki bulutlar bile işe yaramıyomuş gibi gözüksede yaz aylarında gölgeliğimiz oldu,kış aylarında toprağın çeşmesi oldu,yıldızlar yönümüz,gözümüzü süsleyen benzeri olmayan aksesuarlar oldu...Çiğnediğimiz otlar çimenler bile bize hizmet ediyor;çimenleri hayvanlar yiyor,hayvanların eti,sütü,derisi bize birer hizmet aracı değilmi...

Ve olayın özü...
Bu kadar nimet boşunamı verildi sizce?Tabiki hayır.
Yaradan bunları verdi ve sadece bizden tek birşey istedi.KULLUK!
Şükür etmek,Sabır etmek,İbadet etmek.


İşde asıl amaç buydu.Ama bizi o nimettler,dünya sevgisi,ölümü akıla getirmeme vb. birsürü caydırıcı etkenler amacımızdan saptırdı.Buda zmanla bir hastalık haline geldi.Benim gördüğüm,düşünüdüğüm,inandığım bunlar.


Hadi şimdi birde siz düşünün amacınız ne ? Size ne kazandıracak?

Hiç yorum yok: